İlk kez 1960’larda tanımlanmasına rağmen ancak 1995’ ten sonra üzerinde durulmaya başlanmıştır. Yani tıbbi geçmişi 20 yıl olan bir hastalıktır. Hastaların bir bölümünde yakınmalar genellikle hafif karın ağrıları şeklindedir. Bazen aynı zamanda şeker hastalığı ortaya çıkabilir, zayıflama da olabilir. Ama olguların neredeyse % 50-75’inde çok önemli bir bulgu olan tıkanma sarılığı gelişir. Çeşitli nedenleri olabilen tıkanma sarılığı, pankreas başı kanserlerinde de olur ve bu iki hastalığın mutlaka birbirinden ayrılması gerekir. Ayırıcı tanı bir grup hastada ameliyatsız mümkün olmayabilir, çünkü yapılan radyolojik incelemelerde hastalık pankreas kanserine benzer bulgular verir.
İki tipi vardır. Tip I daha çok 50 yaşın üzerinde, erkeklerde gözlenir. Kanda IgG4 antikorları yüksektir ve bazı otoantikorlar pozitiftir. Ayrıca diğer organlara ait otoimmün hastalıklar da tabloya eşlik eder. Bunlar primer biliyer siroz, primer sklerozan kolanjit, romatoid artrit (eklemlerin hastalığı), Sjögren sendromu (tükürük bezlerinin hastalığı), troid ve böbrek hastalıkları, akciğer lenf bezlerinde büyüme, ve retroperitoneal fibrozistir. Bu hastalıkların hepsine birden IgG4’e bağlı hastalıklar adı da verilir.
Hastalığın tip II şeklinde hem IgG4 yükselmesi hem de otoimmün hastalıklar bulunmaz. 10 yaş daha genç yaş grubunda gözlenir, her iki cinste de benzer oranlarda rastlanır, bu tipte bazen akut pankreatite ait şiddetli ağrılı ataklar olabilir (93). Bu hastaların kan eozinofil sayıları yüksek bulunmuştur (94). Hastaların hem kan, hem de pankreas dokusu eozinofillerinde artış olduğu, hastalıkla birlikte alerjik hastalıkların da artmış olduğu bir başka çalışmada gösterilmiştir (95). Hatta farklı alerjik hastalıklar otoimmün pankreatitli hastaların yaklaşık yarısında gözlenmiş ve alerjinin bu hastalığın oluşumunda rolü olabileceği ileri sürülmüştür (96). Bu hastaların % 86’sında kan total IgE seviyeleri yüksek bulunmuştur (97).
Literatürde otoimmün pankreatit ve çölyak hastalığı birlikteliği olan bir olgu sunumu vardır. Hastaya glutensiz diyet uygulanmıştır ama aynı zamanda pankreatiti için de kortizon verildiğinden tek başına diyetin etkisi konusunda yorum yapılamamaktadır. Hastanın iyi olarak 3 yıldır izlenmekte olduğu bildirilmektedir (98).
Öneriler: Bir otoimmün hastalık olduğuna göre kitabın son bölümündeki, ev içi havası, su, gıda katkısı, lateks, nikel, temizlik ve kozmetik ürünleri gibi gibi genel önerilere uyulmalı ve gıdalar için A planı total IgE değeri 20 IU/ml’nin üzerinde olduğunda uygulanmalıdır. A planında herhangi bir gıda saptanamaz veya A diyetiyle yakınmalarda azalma olmazsa C planına geçilmelidir. Yakınmaların belirgin olmadığı hastalık şeklinde, A diyetinin düzenlenmesi için gerekli testler (gıdalara özel deri prik testleri ve IgE testleri), total IgE ölçülmeden uygulanmalıdır. Bunun nedeni, hem otoimmün karaciğer hastalıklarında hem de V. bölümde anlatılmıştır. Eğer hastanın tablosu ağırsa, başlangıçtan itibaren A ve C planlarının birlikte uygulanıp, diyetlerine uyulması iyi olur. Gıdalara özel IgA, IgM antikor testleri ve deri yama testleri ülkemizde uygulanmaya başlandığında onlar da gıda seçimine yardımcı olabilir.
Kitap:Artık Hastalığımla Baş Edebiliyorum (Mast Hücrelerinin Gizi), Nobel Tıp Kitabevleri.
93. O’Reilly DA, Malde DJ, Duncan T, Rao M, Filobbos R. Review of the diagnosis, classification and management of autoimmune pancreatitis. World J Gastrointest Pathophysiol. 2014;5:71-81.
94. Wang Q, Lu CM, Guo T, Qian JM. Eosinophilia associated with chronic pancreatitis. Pancreas. 2009;38:149-53.
95. Sah RP, Pannala R, Zhang L, et al. Eosinophilia and allergic disorders in autoimmune pancreatitis. Am J Gastroenterol. 2010;105:2485-91
96. Kamisawa T, Anjiki H, Egawa N, Kubota N. Allergic manifestations in autoimmune pancreatitis. Eur J Gastroenterol Hepatol. 2009 ;21:1136-39.
97. Hirano K, Tada M, Isayama H, et al. Clinical analysis of high serum IgE in autoimmune pancreatitis. World J Gastroenterol. 2010;16:5241-6.
98. Masoodi I, Wani H, Alsayari K,et al. Celiac disease and autoimmune pancreatitis: an uncommon association. A case report. Eur J Gastroenterol Hepatol. 2011;23 :1270-2.