Bu makaleyi sesli olarak dinleyebilirsiniz
|
Mastositoz, mast hücrelerinin aşırı çoğalması, deride, diğer doku ve organlarda toplanmasıyla karakterize bir hastalıktır (bk. web sitesi, Ek Kitap, III. Bölüm, Mastositoz, 1,2).
Mast hücreleri uyarıldığında, kendilerinin çoğalmasını sağlayan maddeler oluştururlar. Bu durumda mast hücrelerinin fazla uyarılması önlenerek çoğalmaları ve zararlı etkileri azaltılabilir. Böylece hastalığın hafif şekillerinin tedavisinde ek yarar sağlanabilir. Mastositoz, sık rastlanmayan bir hastalık olmasına rağmen sık danışılan bir hastalıktır. O nedenle bu makalemde, hastaların dikkat etmesi gereken konuları anlatmak istedim.
Mastositozda hastalık tabloları farklıdır
Mastositozda, mast hücrelerinin toplandığı bölgelere ve salgıladıkları maddelere bağlı olarak farklı klinik tablolar ortaya çıkar. Sadece deri tutulumu olan şekline deri mastositozu denir. Deride, çok sayıda, kırmızı-kahverengi, çapları birkaç milimetreden birkaç santimetreye değişen yuvarlak veya oval, kabarık da olabilen ve çoğunlukla kaşıntılı döküntü vardır. Hastalığın bu formuna ürtikerya pigmentoza adı da verilir. Deri mastositozu çocuklarda sık gözlenir ve iyi seyirlidir hatta döküntüler ergenlikle kaybolabilir (1,2). İç organların tutulduğu hastalık şekline sistemik mastositoz denir ve erişkinlerde görülür. Burada mast hücreleri daha çok kemik iliği, dalak, lenf bezleri ve sindirim sisteminde toplanır. Sistemik mastositozun yavaş seyirli veya hızlı ve ağır seyirli şekilleri vardır. Deri lezyonları yavaş seyirli şekilde görülür, ağır hastalıkta genelde olmaz. Mast hücrelerinin uyarılmasına bağlı olarak mast hücre aktivasyon sendromunda anlatılanlara benzer yakınmalar oluşur (bk., web sitesi, Makaleler)
Mast hücrelerinin uyarılması nasıl azaltılır?
Mast hücreleri bağışıklık sistemimizin en önemli hücreleridir. Bunlar bir yandan kişiyi enfeksiyon ajanlarından korurken bir yandan da vücudun normal fonksiyonlarını yapmasında etkili olurlar. Bu görevlerini yapmak için belirli bir seviyede uyarılmaları gerekir. Çok sayıda ve çeşitte mast hücre uyaranı vardır. Mast hücrelerinin uyarılması arttığında vücuda zararlı olmaya başlarlar. Mast hücreleri alerji, astım, otoimmün hastalıklar gibi hastalıkların oluşmasında rol oynarlar (3).
Mastositozda bu hücrelerin sayıları ve dolayısıyla uyarılmaları artmıştır. Mast hücrelerinin uyarılmasının azaltılması bir yandan mast hücrelerinin çoğalmasını sağlayan maddelerin az salgılanmasına neden olurken öte yandan hastalığa ait yakınmaların azalmasına yardım eder. Mast hücrelerinin uyarılmasının azaltılması önce onları uyaran faktörlerin bilinmesiyle olur. Bu konuyu kitapta (s.204-5) veya web sitesi, Ek Kitap, V. Bölümde Mast hücrelerini uyaran faktörler başlığında bulabilirsiniz.
Ev havası alerjenlerinden uzaklaşılmalı
En iyi bilinen mast hücre uyarılması IgE antikorlarının aracılık ettiği tip I alerjik reaksiyonlarda gözlenir. Bu reaksiyonlar sıklıkla dış ortam ve ev içi havasında bulunan alerjenlerle oluşur. Vücuda yabancı olan ve bağışıklık yanıtlarına neden olan maddelere genel olarak antijen, bunların alerji yapanına da alerjen denir. Mastositozlu hastaların evlerinde, mayt (ev tozu akarları) başta olmak üzere küf, kedi, köpek, hamamböceği ve kuş gibi tip I alerjik reaksiyon oluşturabilecek canlıların bulunmamasına özen gösterilmelidir (bk., Kitap, s. 212-218). Çünkü bunların alerjen olan ve havaya karışan çıkartıları, salgıları, sporları, kılları aralıksız solunduğu için mast hücrelerini sürekli uyarır.
Lateks de bir alerjendir ve mastositozlu hasta bulunan evlerde alerji yapma olasılığına karşı lateks içeren eşya kullanılmamalıdır (bk., web sitesi, Makaleler, Lateks alerjisi göz ardı edilmemelidir). Örneğin arkasına lateks sürülmüş halı ve kilimler evden kaldırılmalıdır. Deri mastositozu daha çok çocuklarda ve 1 yaş civarında ortaya çıktığı için onların kullandığı eşya da dikkatle seçilmelidir. Biberon memeleri, yalancı memeler, diş kaşıyıcılar ve oyuncakların çoğunlukla lateksten yapıldığı hatta bazı yatak, yastık ve yorganların lateks içerdiği unutulmamalıdır. Mastositozlu çocuk ve erişkinlerin yatak, yorgan ve yastıklarında pamuk kullanılmalıdır.
Beslenmede genel olarak nelere özen gösterilmeli?
Mast hücrelerinin IgE yanında IgG ve diğer antikorlar yoluyla da uyarıldığı (4,5) bilinmektedir. IgG antikorları aracılığıyla mast hücre uyarılması daha çok gıda ve katkılarında görülür (5). Mastositozlu hastaların alerjen gıdalardan (sık alerji yapan gıdalar) sakınması iyi olur. Bu amaçla mastositoz saptanan bebeklere ek gıdalarla birlikte 2 yıla kadar anne sütü verilmelidir. Bu uygulama inek sütü gibi alerjen gıdanın vücuda girmesini azaltır. Anne sütünün olmadığı veya yetmediği durumlarda diğer mamalar fazla antijen içerdiklerinden, hipoalerjenik mama düşünülmeli ve bu konuda mutlaka doktoruna danışılmalıdır.
Annelerin yedikleri gıdalara ait alerjenler sütle bebeğe geçebildiği için, süt veren mastositozlu çocuk annelerinin kuvvetli alerjen gıdalardan olan fıstık fındık gibi kabuklu yemişlerden, kabuklu deniz ürünlerinden, kivi ve kerevizden uzak durması iyi olur. Ek olarak sık alerji yapma özelliği bulunan ama yenmese de annenin beslenmesini etkilemeyecek olan soya fasulyesi ve soyalı ürünler tüketilmemelidir. Bunların yanında antijen yükünü azaltmak için, yenmese de olabilecek sarımsak, baharatlar, maydanoz, dereotu, nane, sumak, vanilya, Hindistan cevizi gibi yemek eklerinden elden geldiğince kaçınılmalıdır.
Annelerin süt verirken en çok özen gösterecekleri konu ise katkısız beslenmeleri olmalıdır (bk., Kitap, s. 224-230). Katkılar sayıca çok fazladır, bazen bir hazır yiyeceğin içerisinde birden fazlası bulunur ve herhangi biri sütle bebeğe geçip bebeğin mast hücrelerini farklı yollardan (IgE, IgG, direkt) uyarabilir. Bu durumda süt veren annelerin elden geldiğince saf, katkısız gıdalarla beslenmeleri, çikolata, gofret gibi katkı yüklü yiyeceklerden uzak durmaları gerekir. Katkısız beslenme çocuk ve erişkin tüm mastositozlu hastalar için geçerlidir.
Aslında süt, gluten ve yumurta da alerjen gıdalardır ama, onların kısıtlanması düşünülse bile annelerin beslenmeleri açısından doğru olmaz, gene de yumurta tüketimi azaltılabilir. Şu anda ülkemizde en güvenilir süt olarak önerilebilecek olan, cam şişede günlük pastörize süt konusunda bir çekincemin olduğunu yazmak isterim. Bunun nedeni, 1980’li yılların sonlarında kullanıma giren bir katkının, pastörize sütlere (UHT ve HTST) eklendiği konusunda, katkının reklamında verilen bilgidir (bk., web sitesi, Makaleler, Osteoporozu önlemede süt ve ürünleri). Ayrıca, hazır yoğurt ve peynirlere eklenen diğer kıvam verici katkılar da maalesef organik ürünler için bile dünyada ve ülkemizde serbest kabul edilmektedir (bk., web sitesi, Makaleler, Organik gıdalardaki kıvam artırıcı katkılar sorgulanmalıdır). Bu durumda mastositozlu çocuklara süt veren annelerin, daha büyük çocukların ve erişkin mastositozluların tüketecekleri sütlerin çok özenle seçilmesi, yoğurt ve peynirlerinin bu sütlerle evde yapılması yararlı olur (web sitesi, V. bölüm, Bazı tarifler).
Mastositozlu çocuklar, erişkinler ve bebeklerin süt veren anneleri ek olarak ekmek ve hamur işlerinde ve biranın yapımında kullanılan mayadan (Saccharomyces cerevisiae) kaçınmalıdır. Kişisel deneyimlerime göre, bazı hastalıklarda bu mayaya karşı oluşan IgG antikorları yüksek oranlarda fazla miktarda olmaktadır. IgG antikoru da antijeniyle birleşerek mast hücrelerini uyarabilmektedir. Bu amaçla ekşitme mayalı ekmeklerin yenmesine, hamur işlerinde kabartıcı olarak karbonat (kabartma tozu ek kimyasal içerir) kullanılmasına ve bira içilmemesine özen gösterilmelidir. Bu arada bebeklere ve çocuklara ısrarla önerilen tarhana çorbasının hamurunun içerisinde kaçınılmasını istediğim ekmek mayası vardır, hatırlatmak isterim. Ayrıca fazla histamin ve salisilat içeren gıdalardan uzaklaşılmalıdır (bk., web sitesi, Makaleler, Diğer gıda dokunmaları).
Mast hücre uyaranları arasında ksenoöstrojen adı verilen maddeler de bulunur (bk., web sitesi, Makaleler, Ksenoöstrojenler her yerdeler ve sağlığımızı bozuyorlar). Örnek olarak; sebze ve meyvelerdeki pestisit kalıntıları, sert plastikten yapılmış su ve yiyecek saklama kapları, teneke kutuların içerisini kaplayan reçineler, beyazlatılmış kağıtlar (peçete, kağıt havlu, tuvalet kağıdı, fırınlarda kullanılan yanmaz kağıtlar, kadın tamponu ve petler) verilebilir. Bunlardan uzaklaşılmalıdır. Ayrıca musluk suları da pestisit içerir ve arıtmayla uzaklaştırılamaz. Mastositozlu hastalar ve bu bebeklere süt veren anneler çeşme veya arıtma suyunu içmemeli, yiyecek veya içeceklerinde de kullanmamalıdır (bk., Kitap, s. 218-223). Hatta biberon, biberon memesi ve yalancı meme kaynatılırken de içme suyu kullanılmalıdır.
Tüm bu genel önlemlerle sonuç alınmazsa, süt veren anneler de dahil olmak üzere mastositozlu çocuk ve erişkinler için bir süre de organik yiyeceklerle besleme düşünülmelidir.
Hastaya özel beslenme gerekebilir
Daha sonraki aşamada, yukarda yazılmış olan genel önerilere uyulurken, tek tek gıdalarla ilişkili yakınmaların olup olmadığı araştırılmalıdır. Bu öncelikle iyi bir gözlem ve doğru düzenlenen beslenme ile yapılabilir. Tamamlayıcı gıdalara geçiş devresinde, eklenen yiyeceklerin bebeğin vücuduna etkisi dikkatle gözlenmelidir. Değerlendirmede sadece kaşınma, kızarma, kabarma, döküntü, var olan döküntülerin renklerinin koyulaşması gibi deri belirtileriyle sınırlı kalmamalı huysuzluk, ağlama, kusma, ishal, sık gaz çıkarma, burun ve göz akıntısı, öksürük, hırıltılı solunum gibi diğer sistemlere ait değişiklikler de dikkatle not alınmalıdır. Bebeklerde bu verileri doğru değerlendirmek için her şeyden önce eklenen gıdaların taze ve evde yapılmış olmasına ve aralıklarla verilmesine özen göstermelidir.
Daha büyük çocuklar ve erişkinler, yukarıdaki belirtilere ek olarak döküntü bölgelerinde ısı artması, bulantı, mide-karın ağrısı, karın şişmesi, nefes darlığı, çarpıntı gibi yakınmalar bildirebilirler. Bunların varlığında değişiklikleri başka bir nedene bağlamadan önce gıdalar akla gelmelidir. Aslında bu uygulama bebeklerde, çocuk ve erişkinlere göre daha başarılıdır. (bk., Kitap., s. 29-31). Gene de dokunanın kolay bulunması amacıyla içeriği az sayıda olan yiyecekler yenmeli ve günlük tutulmalıdır (bk., Kitap., s.31-34). Günlüklere yemeklerin cinsi, içeriği ve yenme saatleriyle; yukarıda yazılan şikayetlerin ve belirtilerin oluş saatleriyle yazılmalıdır. Eğer yedikten kısa bir sonra yakınmalar veya belirtiler oluşuyorsa IgE antikorlarının aracılık ettiği alerji (bk., Kitap s.107-8), saatler sonra oluşuyorsa IgG antikorlarının aracılık ettiği duyarlılık (bk., web sitesi, Ek Kitap, I. Bölüm, Gıda duyarlılığı) olasılığı akla gelmelidir.
Stres de mast hücre uyarıcısıdır. Çocuklar ve erişkinler stresten kaçınmalıdır. Aşırı egzersiz ve yorgunluktan uzaklaşılmalı, fazla sıcak, soğuk ve güneş etkisinde kalmamaya özen göstermelidir. Bu arada kimyasal temizlik ve kozmetik ürünlerini kullanmamaya çalışmalı, doğal olanları seçilmelidir (bk., Kitap, s. 223-224). Onların da hatta kokuların bile dokunabilme olasılığı akılda tutulmalıdır
Tüm bu uygulamalara rağmen lezyonlarda ve kaşınma, sıcaklık hissi, kızarma gibi yakınmalarda değişme olmaz veya artış olursa gıda alerjisi veya duyarlılığı konusunda araştırmalara başlanması iyi olur (bk., Kitap, s. 233-235)
Kitap: Artık Hastalığımla Baş Edebiliyorum
KAYNAKLAR
4. Jönsson, F and Daëron, M. Mast cells and company. 2012, Front Immunol 3:16.