Bu makaleyi sesli olarak dinleyebilirsiniz
|
Bu mektup hastamın annesi tarafından yazıldı.
Ben oğlumun hastalığını anlatmaya bebekliğinden başlayacağım…Oğlum 2650 gr. 37 haftalık sezaryenle dünyaya geldi. Çok küçüktü ama çabuk büyüyordu. Anne sütü alıyordu ama çok kusuyordu. Doktorlar kusmasının önemli olmadığını çünkü kilo aldığını söylüyorlardı. 12-18 aylık olduğunda bademcikleri iltihaplanmaya başladı. Antibiyotik iğne tedavisi sürekli…10 günde bir hasta olduğunu hatırlıyorum. 24 aylıkken bir profesör oğlumun alerjik olabileceğini söyledi, testler yapıldı. Süte ve yumurta akına alerjisi çıkmıştı. Doktorumuz keçi sütü ve yumurta sarısı yedirebileceğimizi söyledi. Ben de doktorumuzun dediklerini uyguladım. Oğluma o dönemde keçi sütü diye yüksek paralar vererek aldığım sütün keçi sütü olmadığını inek sütü olduğunu yıllar sonra öğrenecektim…Oğlumda bir değişiklik yoktu. Hala bademcikleri şişiyordu. Bu arada bir de alerjik astım teşhisi konulmuştu. Ev tozu ve küfe de alerjisi çıkmıştı. Doktorumuz bu sefer PAFA diye bir hastalık olduğunu kortizon verince iyileşeceğini söyledi. Oğlum gerçekten bir doz kortizonla iyileşiyordu. Ayda bir veya iki ayda bir kortizon almaya başladı. Böyle böyle 12 yaşına geldik. Bu yaşlarda tuvalet konusunda bir şeylerin yanlış gittiğini fark ettim. Günde 2-3 kere tuvalete girmeye başladı. Yine araştırarak bulunduğumuz şehrin en iyi çocuk gastroenteroloji doktoruna götürdüm. Yapılan testler sonucunda çok su içtiğinden olabilir diyerek bizi gönderdi. Gerçekten çok su içiyordu.
15 yaşına geldiğinde artık günde 5-6 kere tuvalete gitmeye başladı. Yapılan rutin testlerde bir anormallik fark etti doktorlar. Biz de kendimizi çocuk gastroenteroloji doktorunda bulduk yine. Kolonoskopi yapılması gerektiğini söylediler. Kolit olabilir dediler. Dünyam başıma yıkılmıştı… O kadar üzülmüştüm ki… 15 yaşına kadar gözünün içine baktığım oğlumda adını bile bilmediğim bir hastalık olduğunu söylediler… Yapılan testler ve kolonoskopi sonucunda eozinofilik kolit teshisi koydular. Oğlumun bağırsaklarında yüzlerce eozinofil vardı. Makatta da küçük bir yara…
Burada annenin anlatmak istediği; kolonoskopi sırasında oğlunun bağırsağından alınan örneklerin (biyopsi) histopatolojik incelemesinde eozinofil adı verilen alerji hücrelerinin artmış olmasıdır. Aslında normal kolonda bir mikroskop alanında birkaç taneyi geçmeyen eozinofiller, onda neredeyse her incelenen alanda 80-100 arasında saptanmıştı.
O kadar çaresizdim ki…Bir ilaç verip diyet yapması gerektiğini söylediler… Hemen internetten bu hastalığı araştırmaya başladım. Tam o sırada Hülya hocam karşıma çıktı. Sitesindeki iletişim bilgilerinde mail adresi vardı. Umutsuzca yazdım hocama. Hemen cevap geldi. Çok şaşırmıştım. Sonuçları gönderirsem yardımcı olabileceğini söylüyordu hocam…Çok sevindim. İçime bir umut doğmuştu… İnternet üzerinden kitabını aldım. Alerji bölümüyle ilgili yapmam gereken her şeyi okudum.
Eozinofillerin dokularda artmasının ana nedeni mast hücrelerinin fazla uyarılmasıdır. Eozinofiller alerji hücreleri olarak bilinir ve mast hücreleri de alerjilerin bir tipinde önemli rol oynar. Çocukta daha önce ev tozu akarı alerjisi saptandığı için annesi önce ondan uzaklaşmak için gerekenleri yaptı. Bu akarın alerjenleri ev içinde sürekli solunur ve mast hücrelerini aralıksız uyarır. Bu arada diğer mast hücre uyarıcılarından olan pestisit içerme olasılığına karşı musluk suyunu yemeklerde ve çayda kullanmamaya ve kalıntılarını sebze ve meyvelerden uzaklaştırmaya çalıştı. Gene bir başka mast hücre uyarıcısı olan bisfenol A dan uzaklaşmak için sert plastikten yapılmış yemek ve su kaplarını ve kullanmadı. Evde hamam böceği, küf, kedi, köpek olmadığı için o konularda bir şey yapmasına gerek kalmadı. Bu arada katkıların da alerji yapma olasılığına karşı sıkı katkısız beslenme önermiştim. Anne bu konuda ne kadar özen gösterse de arada olan gofret, çikolata kaçamaklarını önleyemedi. Gerçekten bu güzel tatlardan değil çocukların, erişkinlerin bile uzak durması mümkün olmuyor.
Gerek maille gerek telefonla sürekli bana yardımcı oluyordu. Sonra hangi yiyeceklere alerjisi olduğunu bulmamız gerektiğini söyledi hocam. Öncelikle IgE aracılı alerjieri bulmamız gerektiğini söyleyip en uygun fiyatla yapan hastaneyi araştırıp bizi yönlendirdi. Sonuçlar çıkınca şok yaşadım. Çok kapsamlı bir IgE testi sonucunda hiçbir gıdaya alerjisi çıkmamıştı oğlumun. Çok üzülmüştüm.
Gıdalara özel IgE testi, tek tek her gıda için yapıldığında çok pahalı olmaktadır. Ama bazı hastaneler ve laboratuvarlarda sık tüketilen en az 30 gıdaya özel IgE testi SGK kapsamında incelenebilmektedir. Tüm doktorluk yaşamımda gıdalar için yapılan bu test beni çok üzmüştür. Çünkü solunum alerjenleri için çok iyi sonuçlar alırken gıda alerjenleri için çoğu zaman sonuç alamadım. 2013 yılında Çin’den yayınlanan bir makalede gıdaların daha çok IgG antikorlarına bağlı olarak mast hücrelerini uyardığı yazılmıştı. İşte o zaman anladım niçin IgE testiyle gıdalarda sonuç alamadığımı. Ama gene de eozinofilik kolit gibi önemli hastalıklarda mutlaka bu testin öncelikle yapılması gerekir.
Hülya hocam beni hemen sakinleştirerek oğlumun alerjisinin IgG antikorlarına bağlı olabileceğini söyledi ve yine bize yardımcı olarak gıdalara özel IgG testi yaptırmamızı sağladı. Testin sonucunda maya ve yumurtaya yüksek oranda intoleoransı olduğunu gördük oğlumun. Hülya hocam hemen diyete başlamamız gerektiğini ve bana bu süreçte yardımcı olacağını söyledi, bana tarifler verdi. Her gün saatiyle günlük tutup gönderdim hocama. Yanlışlar yaptım düzeltti, anlattı bana her şeyi öğretmeye çalıştı sabırla…
2005 yılına kadar hastalarımın hangi gıdalara alerjisi olduğunu anlamak için gıdalara özel IgE testi yaptırır ve genelde hiçbir gıdaya karşı alerjisi olmadığı raporuyla karşı karşıya kalırdım. Bu beni, yediklerinin ve şikayetlerinin başladığı saatlerin yazıldığı günlüklerle alerjenleri bulmaya yöneltir, çoğunda da başarılı olamazdım. O tarihte gıdalara özel IgG testiyle karşılaştım ve çok iyi sonuçlar aldım. Hastanın annesinin anlattığı test işte o yıldan beri hastalarıma uyguladığım testtir. Annenin ifadesindeki IgG aracılı alerji kelimeleri bazı yabancı doktorlarca da kullanılmakta, ama çoğu doktor tarafından böyle bir reaksiyon kabul görmemektedir.
O arada bulunduğum şehirdeki hastanede gastroenteroloji bölümünde rutin testlerimiz yapılıyor her şey iyiye gidiyordu.. Ama buradaki alerji doktorumuz da ısrarla kolonoskopide çıkan sonuca inanmıyor, Ankara’da kolonoskopinin yenilenmesini istiyordu. Ankaraya gittik sonunda. Tabii aradan 3-4 ay geçmiş biz Hülya hocamın diyetine devam ediyorduk ve hiç ilaç kullanmıyorduk. Tuvalet sayımız 2 ye düşmüştü ve karın ağrılarımız azalmişti. Orada da kolonoskopinin yenilenmesine karar verdiler ve yapılan kolonoskopi sonucu alınan biyopsinin değerlendirilmesinde, hiç eozinofil kalmamıştı bağırsaklarında oğlumun…1 tane bile… Bu sefer bulunduğumuz şehirdeki yapılan kolonoskopi sonucuna inanılmadı ve bizden önceki patoloji örneklerini istediler. İlk yapılan patoloji örneklerini Ankaraya götürdük. Sonuç aynı çıktı. Oğlumun sadece makattaki küçük yarası duruyordu artık o da küçülmüştü. Biz diyetimize ilk günlerdeki kadar katı olmasa da devam ediyoruz. Çünkü bunun yaşam şeklimiz olmamız gerektiğini Hülya hocamdan öğrendik. 4-5 ay gibi kısa bir zamanda bizi bu duruma getiren Hülya hocama ne kadar teşekkür etsek azdır…İlginiz sabrınız sevginiz için çok sağolun hocam…
Altı ay kadar sonra oğulun durumunu sordum.
Merhaba Hulya hocam nasilsiniz, biz ayniyiz hocam gunde iki kere şekilsiz dışkılama devam ediyor. Yaklasik bir aydir beni dinlemeyip arada normal ekmek yiyor. Bir degisiklik olmadi ama ekmek yiyince. Şu anda sadece sut ve yumurta diyeti yapiyor gibi. Yoğurt hariç ama hocam. Yaklasik 18 aylikken baslayan neredeyse her ay mutlaka olan bademcik iltihabi artik yok. Hazirandan beri olmuyor. Kortizon da kullanmıyor tabii. Geçen gun agridigini söyledi. Gargara yaptirdim, bir de parol verdim ertesi gün geçti dedi. Hala zayif kilo alamiyor. Durumumuz bu hocam. Her sey icin cok tesekkürler yeniden.
-İyi olmanıza memnun oldum. Arada yesin ama çok abartmasın. Sen gene de maytsız ortam sağlamaya var gücünle devam et.
Bir yıdan uzun zaman geçti. Bu mektubu yayınlamadan önce tekrar aradım. Aynı iyilik durumu sürüyormuş. Hala kilo alamamış.
Bir önceki hastada ve bu hastada şikayetlerinin azalması, mast hücre uyarılmasının azaltılması uygulamasının yararlı olduğunu destekler. Ama bu hastada olduğu gibi eozinofillerin kaybolması bu konuda en önemli kanıttır. Eozinofilik hastalıkların tedavisi çok zor ve çoğu zaman da başarısızdır. Bu nedenle uyguladığım yöntemin hastalığın hiç olmazsa baskılanmasında yararlı olduğu mutlaka hatırlanmalıdır.