Kansızlık (Anemi) ve Çölyak Dışı Gluten Duyarlılığı

Kanda bulunan ve eritrosit adı verilen alyuvarlar (kırmızı kan hücreleri), içerdikleri hemoglobinle akciğerlerden oksijeni alıp dokulara taşır. Tıptaki adı anemi olan kansızlık, alyuvarların sayıca veya hemoglobinin miktarca az olmasına denir. Bu durumda kanın oksijen taşıma kapasitesi azalır.

Aneminin farklı şekilleri ve nedenleri vardır. Bu makalede, günümüze kadar anemi nedenleri arasında sayılmayan çölyak dışı gluten duyarlılığının, özellikle demir ve folik asit eksikliğinin birlikte olduğu hastalarda düşünülmesinin yararlı olabileceği üzerinde durulmuştur.

Anemi nedenleri ve yakınmaları

Alyuvarlar kemik iliğinde yapılır ve buna eritropoez denir. Eritropoezde demir, folik asit (folat veya vitamin B9) ve vitamin B12 çok önemli rol oynar. Demir hemoglobinin bir parçasıdır. Eritrositlerin öncü şekilleri, hemoglobin sentezi için demire, çoğalma için de folik asit ve B12 vitaminine gereksinim duyar. Demirin eksikliğinde hemoglobin azalır, diğerlerinin eksikliğinde yetersiz eritropoez olur (1).

Toplumda en çok rastlanan kansızlık, demir eksikliği anemisi olup kan kaybına veya demirin yetersiz emilimine ya da vücudun artan demir gereksinimine bağlı olarak ortaya çıkar. En sık genç-orta yaşlı kadınlarda, yaşlılarda ve çocuklarda gözlenir. Kadınlarda, fazla miktarda ve uzamış adet kanamaları nedenlerin başında gelir. Doğumlarla olan kan kayıpları da demir eksikliği anemisi yapabilir.

Yaşlılardaki demir eksikliği anemisi sıklıkla kalp ve beyin damar hastalıklarında kullanılan aspirine veya eklem ağrılarında kullanılan ağrı kesicilere bağlıdır. Bu ilaçlar mide ve bağırsakta küçük veya büyük yaralar açabilir ve bunlardan aşikar veya daha sık da hastanın fark edemeyeceği gizli kanamalar olabilir. En önemli neden ise sindirim sistemi tümörlere bağlı benzer şekilde oluşan kanamalardır.

Gebelikte ve çocuklarda gözlenen demir eksikliği anemisi artan demir gereksinimi sonucudur. En iyi demir kaynağı olan gıdalar kırmızı et, kümes hayvanları, kuru baklagiller, koyu yeşil yapraklı bitkiler, balık ve yumurtadır. Emilim eksikliğine örnek olarak da ince bağırsak hastalıkları, örneğin çölyak hastalığı verilebilir (2).

Kansızlık 17-49 yaş arası erkeklerde %1.5 iken, kadınlarda %12.2’ye kadar yükselir. Yaşlılarda kansızlık 50 yaştan sonra artmaya başlar, oranlar 65 yaş ve üzerinde %10’dur, 85 yaş ve üzerinde ise %20’yi geçer (3). Yaşlıların kansızlığının üçte biri, demir, folik asit ve vitamin B12 eksikliğine bağlıdır (3). Folik asit, meyvelerde ve yeşil yapraklı sebzelerde bulunur. Eksikliği alım veya ince bağırsaktaki emilim yetersizliğine bağlıdır. Alkol ve epilepsi ilaçları gibi bazı ilaçlar da folik asit emilimini azaltır.

Kansız hastalar soluktur, halsizlik, çabuk yorulma, çarpıntı, nefes darlığı ve göğüs ağrısı sık rastlanan yakınmalarıdır. Ayrıca baş ağrısı, baş dönmesi, sinirlik, konsantrasyon bozukluğu, huy değişikliği, ellerde ayaklarda uyuşma, ağız kenarında yaralar olabilir. Ek olarak demir eksikliğinde tırnaklarda çabuk kırılma gözlenir, toprak, kireç, kül, boya gibi besleyici olmayan şeyleri yeme isteği olur. Buna pika, denir. Folik asit eksikliğinde ilk yazılan yakınmalara kulakta çınlama ve iştahsızlık eklenebilir. Çocuklardaki kansızlıkta sık enfeksiyonlar ve öğrenme problemleri hatta yürüme, oturma, konuşmada gecikme görülebilir.

Ekmek gluten icerir

Çölyak dışı gluten duyarlılığı nedir?

Buğday, arpa, çavdar gibi tahılların proteinlerinden ikisi glutenin ve gliadin olup bunların ortak adı glutendir. Bu tahıllara glutenli tahıllar denir. Gluten bazı kişilerin sağlığına zararlı olabilir. Çölyak hastalığı adındaki otoimmün bağırsak hastalığı bunun en iyi bilinen örneğidir. Ayrıca buğday alerji de yapabilir. Bunların dışında, tıp dünyası 2011 yılından beri glutenle ilişkili yeni bir hastalık üzerinde durmaktadır. Burada, glutenli tahıllar yenince sindirim sistemine veya diğer sistemlere ait yakınmalar oluşmakta, gluten kesildiğinde de yakınmalar kaybolmaktadır (bk, Kitap, s:97-100). Aslında glutenle bazı sinir ve ruh hastalıklarının ilişkili olduğu çok uzun yıllardan beri zaman zaman bildirilmekte ve adına da ‘gluten duyarlılığı’ denmekteydi.

Çölyak dışı gluten duyarlılığında gözlenen sindirim sistemi yakınmaları olarak; karın ağrısı, şişkinlik, ishal, kabızlık, mide ağrısı, bulantı, mide yanması, aşırı gaz çıkarma, ağız aftları sayılabilir. Yorgunluk, kendini iyi hissetmeme, baş ağrısı, sinirlilik, zihin bulanıklığı, el ve ayaklarda uyuşmalar, hissizlik, fibromiyaljiye benzer kas ağrıları ve eklem ağrıları, kilo kaybı ve kansızlık da diğer sistemlere ait yakınmaların bazılarıdır. Çok merkezden yapılmış hasta sayısı fazla olan bir çalışmada kansızlık olguların %22’sinde, hem demir hem de folik asit eksikliğine bağlı olarak bulunmuştur (4).

Çölyak dışı gluten duyarlılığının kesin tanı kriterleri yoktur ancak bazı veriler tanıya yardımcı olabilir. Bunlar; bebekliklerinde veya daha sonraki yaşamlarında herhangi bir alerjik hastalık hikayesinin bulunması, IgG veya IgA AGA pozitifliği, bağırsaklarının bazı bölgelerinden alınan örneklerde eozinofil sayılarının artmış olmasıdır (5).

Ne anlam çıkartabiliriz?

Çölyak dışı gluten duyarlılığındaki bazı yakınmalarla, demir ve folik asit eksikliği anemilerinde gözlenen yakınmaların benzeşmesi dikkat çekicidir. Bu durumda demir eksikliği ile folik asit eksikliğinin birlikte olduğu bir grup kansızlığın altında çölyak dışı gluten duyarlılığı yatıyor olabilir. Özellikle demir ve folik asit takviyeleriyle düzelen anemilerine karşın düzelmeyen konsantrasyon bozukluğu, baş ağrısı, sinirlilik, ellerde ayaklarda uyuşma, hissizlik ve aşırı halsizliği bulunanlarda çölyak dışı gluten duyarlılığı akla gelmelidir. Eğer hastaların sindirim sistemi ile ilgili yakınmaları, eklem ve kas ağrıları varsa, bunların kısa süreli glutensiz diyet uygulanması sonucu düzelmeleri, tanıyı doğrulayacağı için ardından uzun süreli glutensiz diyete ( bk., Kitap, s. 91-95) geçilebilir. Kısa sürede düzelecek yakınmaları olmadığı için böyle bir doğrulamanın yapılamadığı hastalarda, eğer tanıya yardımcı olan verilerden alerjik hastalık hikayesi ve IgA veya IgG AGA pozitifliği varsa da uzun süreli glutensiz diyet uygulanabilir. Glutensiz diyet, tedaviye dirençli veya sık tekrarlayan ya da demir ilaçlarını tolere edemeyen anemili hastalar için de düşünülebilir.

Not: Ancak son yıllarda  IgA ve IgG AGA testi yerine pek çok laboratuvarda benzer adı olan ve çölyak hastalığı tanısında daha iyi sonuç veren bir test kullanılmaktadır. Ne yazık ki onunla çölyak dışı gluten duyarlılığı konusunda bilgi alınamaz. Bu konuda daha geniş bilgi almak isteyenler 17 Ekim 2018 tarihli makalemi okuyabilirler.

Kitap: Artık Hastalığımla Baş Edebiliyorum (Mast Hücrelerinin Gizi). Nobel Tıp Kitabevleri

Kaynaklar

1.Koury MJ, Ponka P. New insights into erythropoiesis: the roles of folate, vitamin B12, and iron. Annu Rev Nutr. 2004;24:105-31.

2. Karaman K, Akbayram S, Kar S, Demirören K. Prevalence of Celiac Disease in Children With Iron Deficiency Anemia in Van Lake Region of Turkey. J Pediatr Hematol Oncol. 2016;38:143-6.

3. Patel KV. Semin Hematol. Epidemiology of anemia in older adults. Semin Hematol. 2008 ;45:210-7.

4.Volta U, Bardella MT, Calabrò A,et al. An Italian prospective multicenter survey on patients suspected of having non-celiac gluten sensitivity. BMC Med. 2014;12:85.

5.Mansueto P, Seidita A, D’Alcamo A, Carroccio A. Non-celiac gluten sensitivity: literature review.J Am Coll Nutr. 2014;33:39-54.

Görsel Kaynaklar

1

SaveSave

SaveSave

Hülya Uzunismail hakkında 247 makale
43 yıl aktif olarak çalışmış, bunun yaklaşık son 25 yılını da, gıda-hastalık ilişkisini bulma uğraşına adamış bir iç hastalıkları ve gastroenteroloji uzmanı olarak derlediğim bilgi ve deneyimlerimi, hem doktorlar hem de hastalar için bir kitapta birleştirerek paylaşmak istedim.