2000 yılının yazında şiddetli mide ve karın ağrısıyla başladı sıkıntılarım. Özellikle karnımın sağ tarafında apandisit sancısını andıran bir ağrıydı ve lökosit sayısı (akyuvarların diğer ismi) yükselmişti o dönemde ama son anda apandisit olmadığına karar verdiler. Spastik kolon (İBS) ve ülser tanısıyla bir dönem ilaç kullandım. Bundan sonraki yıllarda sıkıntılarım çoğunlukla kabızlık, karnımda sürekli bir şişlik, midemde geçmek bilmeyen huzursuzluk olarak devam etti. Öyle ki akşam yemeklerinden sonra hamileymişim gibi bir karınla sancı içinde kıvrandığım günler çoğunluktaydı.
2004 yılının Kasım ayında sağ tarafımdaki ağrı kasıklarıma yayıldı ama sırtımda da sürekli bir ağrı duymaya başladım. Bu kez de safra kesesi taşı tanısıyla hastaneye kaldırıldım ve bu tanıdan yaklaşık 1 ay sonra 8 Aralık 2004 tarihinde safra kesem alındı ama ne yazık ki sıkıntılar yine sona ermedi.
Ameliyattan 21 gün sonra, bir akşam yemeğinden yaklaşık 15-20 dakika sonra karnımda tuhaf ve şimdiye kadar yaşadıklarımdan farklı bir ağrı başladı. Aynı anda önce avuç içlerim ve tabanlarım olmak üzere tüm vücuduma yayılan ama yoğunluğu yüzümde, göğsümde ve sırtımda kaşıntılı kabarıklıklar şeklinde bir alerji yaşadım ama bu döküntülerle aynı anda oluşan bir de ishal. Bu arada nefes almamın zorlaştığı, yutkunmakta zorluk çektiğim için yine acile gittik. Basit bir gıda alerjisi olarak değerlendirildi. Fakat bu olay, zaman zaman ve hangi gıdalara bağlı olduğu konusunda bir türlü netleştiremediğim şekliyle yılda 2-3 bazen 4 kez ortaya çıktı. Bu sıkıntılarımın gerçekleştiği dönemde, yediklerimin neler olduğuna dikkat ettim. Birinde havuç, diğerinde şarap, bir başkasında balık ve midye dolması. Ve korkudan bu gıdalardan uzak durmaya başladım çünkü o ishal sırasında çekilen ağrı pek katlanılır bir ağrı değildi.
Yine şiş karnım, ara sıra yaşadığım bu alerji ile birlikte 2007 yazına kadar geldik. 2007 yazında bir sabah şiddetli bir ishalle uyandım öyle ki, nefes aldırmayan ve ishal kesicilerle de durmayan şiddette bir ishal. Tam 20 gün aralıklarla artarak, azalarak sürdü. Bu arada yapılan tetkiklerden sonra verilen ilaçlarla biraz rahatladım ama cildimde kalıcı, kaşıntılı sivilceler oluştu, kilo kaybı ve iştahsızlık başladı. İlaçlar bittikten yaklaşık 3-4 gün sonra yine bir ishalle uyandım bu kez diğerlerinden farklı olarak, kemik ağrısı, yorgunluk ve hafif ateş vardı. Yeniden tetkikler derken bulunduğum şehirdeki üniversite hastanesinde kolonoskopi ve gastroskopi yapıldı. Ülser ve Crohn hastalığı teşhisi ilk kez orada kondu ama verilen ilaçlar kesilen ishalimi yeniden başlattı. Tam 5 gün sürdü, günde 8-9 kez dışarı çıktığım, hatta işe giderken bir aksilik yaşamamak için ped kullandığım 5 gün, aynı zamanda 38-38.5 derece ateşle beni mahvetti. Bu kez …… ilacı kesildi ve ataklar ailevi Akdeniz ateşine benzetildiği için …… tedavisine başlandı. Biraz rahatladım ama yapılan kan testleri bu hastalığı desteklemediği için de şüpheyle ilaç kullandığım bu dönemde internetteki araştırmalarımla Dr. H.U. ile tanıştım.
Şu anda ilaç kullanmıyorum ancak hastaneden çıktığımdan beri de diyetimi asla bırakmadım. Hocam ne derse harfiyen uyuyorum artık ishal olmuyorum, eskisi gibi dağ karnımla sancı içinde kıvranmıyorum.