Amilaz yüksekliği ve çölyak hastalığı ilişkisini anlatacağım bu yazıda önce amilazın ne olduğunu sizinle paylaşmak isterim. Gıdalardaki nişastanın sindiriminde rol oynayan amilaz, tıp biliminde ilk tanınan enzimdir. Pankreas ve tükürük bezinde yapılıp salgılanır, böbreklerden atılır. Amilazın kan değerlerinin yükselmesinde öncelikle pankreas ve tükürük bezi hastalıkları olmak üzere çok çeşitli hastalıklar rol oynar ama bazen tüm incelemelere rağmen neden bulunamaz. Bu durumda çölyak hastalığı araştırılmalıdır.
Kan Amilazı Hangi Durumlarda Yüksek Olur?
Kanda en yüksek amilaz değerleri akut pankreatitlerde gözlenir. Amilazı yükselten diğer pankreas ve tükürük bezi hastalıkları çok sayıdadır. Kan amilazı ayrıca böbrek yetmezliğinde amilazın atılması yeterli olmadığı için yükselir. Bu organların hastalıkları dışında, ülser delinmesi, bağırsak infarktüsü ve tıkanması, over kistleri (1), akciğer kanseri (2) gibi farklı organlara ait hastalıklar da kan amilaz değerini yükseltebilir. Hatta gebelik, yanıklar, anoreksiya nervoza ve bulimiayada da (1) kan amilazı yüksek olabilir. Bunlar ve buraya almadığım diğer nedenler çok iyi belirlenmiştir ve amilazı yüksek çıkan hastalarda tüm olasılıklar değerlendirilir, gerekli incelemeler yapılır. Son 20 yıldır tanımlanan bir sendromda ise, altta hastalık olmadan ailevi geçişli amilaz yüksekliği vardır. Burada diğer pakreas enzimleri de yüksektir, değerler değişkendir ve sık sık da normale iner (3).
Makroamilazemi Nedir?
Kan amilazı bazen de amilaz molekülünün çok büyük olması nedeniyle böbrekten süzülememesi ve atılamaması sonucu yüksek olur. Büyük amilaz molekülüne makroamilaz, kanda bulunmasına da makroamilazemi denir. Makroamilaz genellikle amilaz molekülünün bir immünglobulin (antikor) ile birleşmesi sonucu oluşur (4). Böbrek fonksiyonları normal olanlarda, kan amilazının yüksek olmasına rağmen idrar amilazının yükselmemesi makroamilazemi olasılığını akla getirmelidir.
Makroamilazemi ve Çölyak Hastalığı
İlginç olan, makroamilazemili hastaların bir bölümünde çölyak hastalığının bulunması ve glutensiz diyetle kan amilazının normal değerlere inmesidir. Daha çok erişkinlerde gözlenen bu durum çocuklarda da olabilmektedir (4). Aslında makroamilazemi ve çölyak hastalığı ilişkisi ilk kez 1980 yılında, çölyak hastalığı ve glutensiz diyetle düzelen makroamilazemisi olan bir hastanın bildirilmesiyle gündeme gelmiştir (5). Bir olguda sıkı bir glutensiz diyetle amilaz seviyesi 2 ayda normale dönmüştür (6). Bugüne kadar bildirilen olgu sayısı yirminin altındadır. Aslında bir yandan bildirilmeyen, öte yandan araştırılmadığı için gözden kaçan olgular nedeniyle bu sayının gerçeğin çok altında olduğunu düşünmekteyim.
Makroamilazemi saptandığında çölyak hastalığıyla ilişikisinin araştırılması hasta açısından büyük önem taşır (bk. Kitap, s.150-151). Her şeyden önce glutensiz diyet, onların sessiz çölyak hastalığına bağlı olan ama bilinmediği için çözülemeyen kansızlık, osteoporoz, kısırlık gibi sorunlarının giderilmesine yardımcı olabilir. Ayrıca çölyak hastalığında diğer otoimmün hastalıkların artmış olması bilinen bir gerçektir. Glutensiz diyet, çölyak hastalarını diğer otoimmün hastalıkların gelişmesinden de korumaktadır (7).
Makroamilazemi ve Gıda Duyarlılığı
Olguların çoğunda makroamilaz molekülü amilazla IgA veya IgG antikorlarının birleşmesinden oluşmaktadır. Bazılarınca bu antikorların amilaza karşı oluştuğu ve bileşimin bir antijen-antikor immün kompleksi olduğu düşünülmektedir (8). Ama her nasılsa diyetten glutenin uzaklaştırılması bu molekülleri ortadan kaldırmaktadır. Bu durum amilaz ve glutenin antijenik yapılarının benzeşmesine bağlanabilir.
Bu yorumun ardından “Çölyak dışı gluten duyarlılığının da makroamilaz molekülünün oluşmasında rolü olabilir mi?″ sorusu akla gelmektedir. Çölyak dışı gluten duyarlılığı olan hastaların büyük bir grubunda gliadine karşı IgG antikorları (AGA), daha azında da IgA antikorları artmıştır (9). O zaman makroamilazemili hastalarda mutlaka çölyak hastalığının saptanmasına gerek olmayabilir, yani sadece AGA IgA veya IgG pozitifliklerinde de bir süre glutensiz diyet uygulanabilir. Bu uygulama, hastada bulunan çölyak dışı gluten duyarlılığına bağlı fibromiyalji, karın ağrısı ishal gibi yakınmaların geçmesine neden olabilir.
Açıklanamamış bir grup amilaz yüksekliği olan hastamda IgG pozitif gıdaların diyetten uzaklaştırılmasıyla da amilaz seviyelerinin normal değerlere indiğini gözlemledim. Aslında makroamilazemi konusu tam olarak çözülmemiştir. Genelde bir biyokimyasal bozukluk olduğu, yani hastalık nedeni olmadığı kabul edilir. Ancak eskiden hastaların bir bölümünde karın ağrısı olabileceği düşünülürdü. Karın ağrıları nedeniyle incelenirken sadece amilaz yüksekliği saptananlarda, çölyak ve glutenle ilişkili testler sonuç vermezse veya glutensiz diyete rağmen yakınmalar sürerse, gıdalara özel IgG testinin klavuzluğunda kısıtlama diyeti uygulanabilir.
Kitap: Artık Hastalığımla Baş Edebiliyorum (Mast Hücrelerinin Gizi), Nobel Tıp Kitabevleri.
Kaynaklar
Görsel Kaynaklar
https://pixabay.com/en/bread-bread-crumbs-crumb-poverty-2542308/